İ’lây-ı Kelimetullah Stratejisi
Bilelim ki; “gaye”si büyük olanın hedefi de büyük olur. “Büyük hedefler”e, “büyük ufuklar”a sahip olmakla ulaşılır. Büyük ufuklar “büyük idealler” ister. Büyük idealler “esaslı stratejiler”le gerçekleştirilebilir. Bunun için lazım olan, “Allah’a gerçekten adanmış cesur bir yürek, şehadete susamış tevhidi bir erek ve bu ikisinin kuvvetiyle küfrü tepeleyen güçlü bir bilek”tir!
“Gaye”miz “kulluk vazifesi”ni eda ederek “Allah’ın rızası”nı kazanmaktır.
“Hedef”imiz, Allah’ın rızasını kazandıracak, “kaynağını Kur’an’dan, tatbikatını Rasulullah’tan alan bir hayat”ı yaşamak, yaşayabilecek ortamı tesis etmektir.
Sahip olmamız gereken “ufuk”, bütünüyle “Tevhid mücadelesi”nin tarihinden alınacak “ders ve tecrübeler”e binaen yükseltilmek suretiyle “istikbal”e uzanan, “muayyen bir zaman”la, “belirli bir mekân”la, “belli şahıslar”la, “günübirlik ve kısa vadeli politikalar”la, “kısmi ve kısır prensip ve programlar”la sınırlandırılmamış “küresel istiklal eylemi”dir.
“İdeal”imiz, “Kur’an ve Sünnet hükümleri”ne dayanan, “Hududullah” dahilinde “Hükmullah”ı ikame edip onunla varlık bulan, “Ümmet Birliği”ne dayalı “İslam Devleti”dir.
Bunun için gerekli “strateji”miz ise, “İ’lây-ı Kelimetullah Stratejisi”dir.
“İ’lây-ı Kelimetullah Stratejisi”nin özü ve esası, terimin manasından da anlaşılacağı üzere, “Allah’ın Kelimesi” olan Kur’an-ı Kerim’in; şahıs, aile, toplum ve devlet hayatında; itikadi, ibadi, ahlâki, ameli, içtimai, kültürel, siyasi, idari, iktisadi, mali, hukuki, adli vb. alanlardaki bütün hükümleriyle, bir bütün olarak ve tüm dünyaya şamil olacak şekilde hayata hakim kılınmasıdır. İşte “İ’lây-ı Kelimetullah Stratejisi”, bu “ilahi vazife”yi eda edebilmenin yolu/metodudur.
“Kelimetullah”ın dünyaya hakim kılınmasının mana ve mahiyeti nedir? İslam dünyaya nasıl hakim olacak? Dünyadaki herkesin müslüman olmasıyla mı? Dünyanın süper devletlerinin idari kadrolarına müslümanların gelmesiyle mi? Yeryüzünün her yanında fiilen “İslami idareler”in tesis edilmesiyle mi? Veya;
İslam coğrafyasında “güçlü bir İslam Devleti”nin kurulması, bu devletin dünya üzerinde “başat güç” haline gelmesi, yani genel olarak dünyada sözünü dinleten, her tarafta ve her alanda geçerli nüfûzu olan, her tarafı kontrol yeteneğine haiz bir “siyasi-sosyal-kültürel-iktisadi-hukuki-askeri güç”e sahip “dünya lideri” olması; böylece “Hududullah” dahilinde “Hükmullah”ı hakim kılmasıyla mı?... Bence akla yatkın olan, bu.
İşte bu amaca yönelik olarak müslümanlar “güçlü ve esaslı stratejiler” hazırlamalılar ve bu stratejiyi ısrarla ve sabırla tatbik etmeliler. Ayrıntıları ileride yazmak umuduyla, -şimdilik- bu stratejinin “köşe taşlarından bazıları”nı şöyle sıralayabiliriz:
“Kur’an ve Sünnet hükümleri”ne dayalı olarak “öz”de, “söz”de, “iz”de ve “iş”te “toplumsal değişim” gerçekleştirilmeli.
“İslam kimliği”nde buluşulmalı.
Tüm müslümanlar “söz”lerini, “öz”lerini, “iz”lerini, “iş”lerini, “gidiş”lerini bir etmeli; “vahdet”i sağlayıp “düşünce, tavır ve eylem birliği”ni gerçekleştirmeli; “potansiyeller”ini, “kaynaklar”ını ve her türlü “güçler”ini birleştirmeli.
“Ümmet şuuru” ile “Ümmet birliği” sağlanmalı.
“Hilafet” çatısı altında “tek merkezli siyasi-idari örgütlenme”ye gidilmeli.
“Birleşik İslam Ordusu” kurulmalı.
Müslümanların yeryüzündeki “tarihi ve tabiî kaynaklar”ı tesbit edilerek, tüm müslümanlara bu hususta duyarlılık kazandırılmalı.
Siyasi, sosyal, hukuki, iktisadi ve diğer alanlarda “sistem modelleri”ni, “hukuk metinleri”ni ve diğer lüzumlu hususları içeren “alternatif dünya sistemi” hazırlanmalı.
Dünyada “kültürel üstünlük”ün elde edilmesi için gerekenler yapılmalı.
Mutlaka “örgütlü-organizeli”, “kurumsal” ve “kurallar dahilinde” hareket edilmeli.
İşte, “İ’lây-ı Kelimetullah Stratejisi”nin köşe taşlarından bazıları bunlar. Her birinin detaylandırılması önemli, ancak burada sadece “örgütlülük” üzerinde bir nebze durup konuyu müslüman kamuoyunun idrakine havale ediyorum. Zira İslam’ın bir “hayat nizamı” olarak dünyaya hakim olabilmesi için önerdiğimiz bu stratejinin öngördüğü, “örgütlü-organizeli bir hareket”tir. Örgütlenmenin de vazgeçilmez üç esası vardır:
1- Hareketin bugününe ve geleceğine yönelik yeterli liyakat ve sayıda eleman yetiştirmek, kadro hazırlamak.
2- Şahıslar etrafında değil, prensipler, ilkeler ve müesseseler etrafında örgütlenmek.
3- Hangi hedef gerçekleştirilmek isteniyorsa, o hedefe ulaştırabilecek nitelikte bir yapılanmayı geçekleştirmek.
Bu tür bir yapılanmaya gitmeden “Dünya İslam Devleti” şöyle dursun, “bölgesel İslami otoriteler” dahi tesis edilemez. “İ’lây-ı Kelimetullah Stratejisi”, mutlaka “sahih iman” ve “salih amel” eksenine oturmuş “icraat hareketi”ni gerektirir.
Gökten zenbille bir nesil inmeyecek. O nesil ya biz olacağız, ya da o nesli biz yetiştireceğiz. Unutmayalım ki herkes yaptıklarından hesaba çekilirken, yapması gerektiği halde yapmadıklarından da sual olunacak.
Bütün dünya müslümanların üzerine üşüşmüşken, artık şu ayrılığa son verip “Ümmet” olma zamanı gelmedi mi?
Faruk Köse
26 Ağustos 2013 / Yeni Akit
farukkose@yeniakit.com